Evet evet ben de senin gibi okulda göz muayenesi yapılırken şeşi beş görüyomuş gibi yapıp, o minik beynini aklısıra doktora "A aaaa bu çocuğun gözleri resmen bozuk! Buna kesin gözlük almanız lazım. Böyle renkli çerçeveli filan olursa da tadından yenmez hani" dedirtmek için kullanan bir çocuktum.
Söz konusu sınavda kopya çekmekse taa en ön sıradakinin kağıdını bile tarayabilen, hatta çoktan seçmeli sınavlarda hangi soruyu A, hangi soruyu C yapmış görüp, kendi kağıdına aktarabilen bi nesildendim. Ama işin ucunda gözlük varsa ve halihazırda gözlükçüye gidip annemize rengarenk çerçeveli gözlükler aldırmak gibi bir ihtimal varsa bu dibine kadar kullanılır, S'ler G, H'ler itinayla A olurdu bi anda.
Görmüyorum napabilirim yani, öliyim mi?
Hadi diyelimki bunların hiçbirini ne doktor ne de annen yemedi, o zaman belli aralıklarla evde gözler ovuşturulmak suretiyle kızartılır, gözüm çok kaşınıyo ayarı verilir, "en azından bi dinlendirici gözlük filan alsak da hiç olmassa gözlerim kızarmasa, yoksa bu koşullarda ders bile çalışamam allah muhafaza" ortamı yaratılırdı.
Bunların hepsini denemiş bi insanım ben. Yapmadığım numara, uygulamadığım taktik kalmamıştır. Gel görki gözlerim o kadar iyi görüyoduki, kazara gözlük konusunu unuttuysam hemen bir kartala dönüşür, taa karşı yoldaki bakkalın camekanında ne yazdığını okurdum. Kullanışlıydım bu konuda. Tabi hal böyle olunca da benim S'lerin G olması, ancak bülent ersoyun bu bebeği ben doğurdum demesi kadar gerçekçi olabiliyodu.
Öyle yani, buda bi anıdır sonuçta.
Baktım içimde kalmış, niye sakliyimki şimdi sizden bunu dedim, hadi dedim, yaziyim dedim.
Etek: Twist
T-shirt: TopShop
Çanta: Guess
Ayakkabı: Flo
Gözlük: RB Wayfarer