2011/06/29

Yeşil & Pembe


Yeşil ve pembe kadar birbirine yakışan ikili var mıdır acaba? Tamam itiraf ediyorum maviyle pembe de olabilir, sarıyla mor da, tabiki kırmızıyla lacivert de :)


Öğle yemeklerini yemişiz, göbekler davuldan hallice olmuş, üzerimize bir ağırlık çökmüş.. 
Peki bu durum minikkuşun poz vermesine engel olur mu? Tabiki olmaz w/



Çekim konseptimiz bol bol ağaçlara yaslanmak olsun, çimlere yayılmak olsun dinlenmeceli pozlardan oluşuyor, sebebi malum.


Totoyu çimlere bi koydum mu kaldırması hayli zor oluyo takdir edersinizki :)


Bu biiiiir,


bu ikiiiii,


bu da üüüüç \o/

Bu kılığımın adı "bir iki üç demeden sıçrayan pembeli çekirge"

Tabi bu kadar sıçrarsan hoplarsan o topuklularla, ayakkabının tabanı kalır elinde!

Bugünün en acıklı olayı bu olsa gerek. Sen ayakkabının tabanı tam arabadan inerken açıl, böyle kocaman dil çıkaran ağız misali.. Ofise bile gidemiyorum. Derken sevgili Ju'm imdadıma yetişir ve ofisine japon yapıştırıcısı almaya gidip Pritt alarak döner! Prittle ayakkabı yapıştırılır mı? Yapıştırırız dedik, yaptık, olacak :)



Kavun karpuz da yata yata diyerek kalkayım ben artık şu çimlerden. Annem olsa ya "altına bişey koy da öyle otur" derdi, ya da "kalk yavrum ordan, yer çeker" de diyebilirdi :) dünya meleği annem, bak yine özledim. En yakın zamanda bi Samsun turu düzenlemem lazım!


Güllerin içinden devam ediyoruz :)


Bluzun yakasındaki rengarenk parçalı taşlarla, haftasonu kardeşimle doğumgünüm şerefine gezerken bulduğum bu dünya şekeri bilekliğim(mecaz degil, gerçekten bonbon şekeri gibiler) sanki takım gibi oldular, yihhhuuuu w/


Bluzum, kemerim ve çantam da ben diyim sekiz yıllık, siz diyin on yıllık. Yıllara meydan okuyan bir sürü cicim var sanırım böyle. 
Eskidikçe daha güzel oluyolar sanki :) Bide 10 senede bir moda olması da ayrı bi avantaj tabii ;)


Umarım çekim hoşunuza gitmiştir canlar? 

Hepiciğinizi öper kucaklar ve giderim..

2011/06/27

Elma gönlüm sende


Bu aralar Ankara'nın havası yer yer toto donduran, yer yer yağışlı cinsten. En sevmediğim!


Bu kombinimin adı başlıktan da anlaşılacağı üzre "Elma gönlüm sende"
Uğruna çokça maniler ve isimler uydurabileceğim seviyede eğlenceli bir broş edindim geçen hafta. Hangi kıyafetin üstüne taksam ayrı bi hikaye yaratıyor otomatikman :)


Eskiden annane bluzu olup sonradan elbiseye çevrilmiş görünümlü elbisemle birleşince "her basma da fistan giyenin gönlünde bir elma olurmuş" özlü sözü çıkıverdi ortaya bi anda:)

    


Bitmek bilmeyen soğuk, bi tarafıyla bize gülen yaz. Sen gelmezsen biz sana geliriz!
Ağustosa kadar bekleyemeyeceğimdendirki, haftasonu için bile olsa bir kaçış planımız var artık Jujumla.




Nereye kaçacağımızı kimse bilmemeli. Malum güneş bize küs, gittiğimiz yere de kış götürmeyelim diimi..






Biraz deniz, biraz güneş, soğuk bişeyler de olursa yanında tadından yenmemeli o kaçamak.. 


Güneşten bunaldıkça bombalama atlamalı denize çuval gibi. Öyle seviyorum ben, hiç kasamam :)
Yada su çok soğuksa da önce deniz yatağımı atarım suya, peşinden de üstüne atlar aşarım engin denizleri güneş batana kadar, ayaklarım suyun içinde buruşana kadar, tuzdan derim gerilene kadar..

Oldu o zaman gidiyim ben :)

2011/06/24

Dikkat! H&M Ankara'ya geliyor




Üstelik de bir geliyor pir geliyor. 2 mağaza birden açmak suretiyle biz gariban Ankara'lıların da yüzünü güldürmek için geliyor.







E tabi tıpkı IKEA'da olacaklar gibi H&M'de de aynı sonuçları görecegiz. Herkesin evi birbirinin aynısı olacak, 
ve herkes sokaklarda her an başka biriyle pişti olmanın tedirginliği yada rahatlığıyla dolaşacak.
Böyle kaygılarım yok benim, istersek halay ekibi gibi dolaşalım fark etmez :) 

H&M candır, gelsin buyursun başımızın tacı olsun efem \o/
17 Eylül'de Cepa'da,
24 Eylül'de Gordion'da tahtını kuracak. Bilginize.

2011/06/23

Serbest çalışma

Adı serbest çalışma evet. Çünkü bu fotograflar son derece fotografcılıkla alakası olmayan canım arkadaşımın, fotoğrafçısız kalmış 'ben'in imdadına yetişme çabasının serbest meyveleridir. Arz ederim :)



Ay nasıl poz versem kasılmaları yaşamadığım bi eğlence şeysi oldu bu seferki \o/ 


Bu kombinin adı "ununu eleyip çantasını asmış mavi-yeşilli kuş".




Bugün kayda değer bi gelişme yok!
Sadece cumartesi günü itibariyle 1 yaş daha büyüyecek olmanın verdiği bir panik var sanırım üzerimde.
30'a kalmış 2.
Kilo 49.
Çok yiyip kilo almadığım zamanları özleyecek miyim? yada buna gerek olacak mı?
Kendimi bildim bileli halama benzetirler beni. O da bildim bileli hep zayıftı, hala da öyle. Demekki bi şans var w/





























Bu ayakkabılarım ve bu çantam hiç eskimesin.

Basit şeyler istemek, küçük şeylerle mutlu olmak lazım hayatta :)


2011/06/20

NEONizm

Bu sene neon renklerin hayatımıza ne kadar hakim olduğunu görmemek imkansız! Bikiniden ayakkabıya, bileklikten kemere kadar herşeyde fosforlu bir pembeyi cart bir mavi üzerine mor serpiştirilmiş, biraz da turunculaştırılmış bir şekilde görmemiz an meselesi.


Renkli giymeyi seven biri olarak tabiki yadırgamadıgım bir akım olsa da, bu kadar rengi bir arada kullanmak için biraz gözü kara, biraz da "eeeeh kim ne derse desin, bana her renk yakışıyo!" modunda olmak lazım :)

Şimdi sizlere güzel bir kendin yap elbisesi örneği vericem. Cesaret edip de rengarenk bi elbiseyi alıp dükkandan çıkamayanlar, ama içten içe neonlaştırılmak isteyenler için güzel bir çözüm:


Hepinizin dolabında bir yerlerde siyah bir elbisesi mutlak suretle vardır diye düşünüyorum. Tabi kesip biçmeye kıyabileceğiniz bir elbise olmasında fayda var ;)

Benim önerim, gidiyosunuz pazardan düz penye bi tane elbise alıyosunuz. Sonra elbisenin arkasını U şeklinde istediginiz derinlikte kesiyorsunuz. Penye oldugu icin, kestiginiz yerleri kenarlardan dikmenize gerek olmayacak, bırakın öyle kalsın :)

Bant şeritler için: Giymediginiz veya çöp olarak gördügünüz kıyafetlerinizden, evdeki artık kumaşlardan yararlanabilirsiniz. 
Bu kumaşları ince yada kalın şeritler yaparak elbisenizin sırtına gelişigüzel dikiyorsunuz ve işte bu kadaaaaar \o/

Çok fena gaza geldim şahsen :) Benzer bitane yapıp bikaç gün içinde sizlerle de paylaşırsam şaşırmayın w/

Gazete diyip geçmeyin

Sıkı durun canlar, aklınıza gelmeyecek dahiyanelikte bir tasarımı her an sizinle paylaşabilirim.
Önce biraz ön yazı.
Gazete, sadece sabahları kahvaltı yanında aparatif olarak kullanıp bi kenara bıraktıgımız, hele de sanal gazetelerin daha çok kullanıldığı günümüzde haftasonu ekleri de olmazsa yüzüne bakmayacagımız hale gelmiş, zamanında saltanatını iyi sürmüş bir haber kaynağı.

Şimdi gelin bu kaynagı modanın da içine sokalım, sınırları zorlayalım. 


Çok fazla emek ve sabır isteyen, iyi de ben bunu nerde giycem dedirten cinsten ama çok da iddialı ve bir o kadar sevimli bir tasarımla karşı karşıyayız.
Yapmanız gereken tek şey, çocukken yaptığımız gibi yelpaze formları hazırlamak ve bu parçaları ister yapıştırıcı ister igne iplikle dikerek birleştirmek ve ta taaaa.

Biftekten elbise oluyosa(bkz: Lady Gaga), gazeteden neden olmasın?

2011/06/17

Hanımeli


Bugün 16 Haziran ve Ankara Ankara olalı hayatında ilk defa bu kadar azimli bir sağnağa maruz kaldı. Mevsimler iyice kafayı yedi!

Neyseki akşama dogru güneş yerini aldı sonunda! 
ve yerler kurumaya başladı, olimpik havuzdan bozma altgeçitler suyunu çekti(!), topraklar kurudu, şehirdışından merak içinde arayan ebeveynlerin içi itinayla rahatlatıldı.


 E madem güneş açtı, biraz dans edelim \o/ züğürt tesellisi gibi hala gelmeyen yaza inat iki güneş gördük mü havaya giriyoruz. Çok yazık durumdayız sanırım.
Dipnot: bu etegimi yıllar olmuş giymeyeli, meğer ne çok özlemişim onu, rengini.


Her yer yağmur çamur içinde olunca fotograf molası verecek yer bulamadık. Mis kokulu kocaman bir hanımeli bahçesinin önünden geçiyorduk ki "burda durmalıyız ve bütün kokuyu içimize çekmeliyiz, hatta biraz eve de götürmeliyiz bu kokudan" dedik.




Neyseki çanta büyük, tesadüfe bakın :) çaktırmadan doldurup uzaklaşıyorum ordan.


Şu fotografa bi bakıp düşünün oranın nasıl güzel koktuğunu ;)


Tabiri caizse etekleri tutuşaraktan koşuyorum duvara dogru. Neden mi? Cünkü açık renkli ama pis bi duvar ve renkli kıyafetlerle çekim yapmak için biçilmiş kaftan. Bekle geliyoruuuum w/
Bu kombinimin adını da hemen şuracıkta koyuyorum: Etekleri tutuşan portakal hanımeli gibi kokar

 

iyi güzel de baskı altında poz veremiyorumki. yanımızdan geçerken bön bön bakan dayılar varken, yolun ortasında arabayla durmuş fotograf çeken bu manyaklar da kim la? diye akıllarından geçirirlerken kasılıyorum galiba :)


Bu dünya tatlısı kardeş hediyesi küpelerimle yağmura ragmen çok mutluyum imajı çizerekten gidiyorum.
Aldığım istihbarata göre yarın daha da kuvvetli bir sağnak bizi bekliyor, yihhuuuu!