2011/05/30

Bi yaz, bi kış, bi yaz, bi kış..

Ay bi gelemedi şu yaz. Ne giyceğimizi, ne hissedeceğimizi, karamsar mı iyimser mi takılcağımızı şaşırdık resmen.


Bu haftasonu Samsun'da olduğumdan ve ondan öncesinde de işlerimin yoğunluğundan mütevellit bloğu da aksattım..


Evet aksattım belki ama boş durmadım tabi o arada. Her türlü öğle arası olsun, eve dönüş saatleri olsun itinayla değerlendirildi.


Ankara'da kış varmış perşembeden sonra, biz denize giren insanları izliyoduk Samsun'da:)
Neler mi yaptım orda? Samsun'a gidince yapılması gerekenler listesi bir bir checklendi, her bir checkte ayrı bir keyif alındı. 




- Çalıkuşu ziyaret edilip soslu döner sevgiyle kucaklandı.

- Atakum sahili dibine kadar gezilip, Samsun'un bir sene sonra Karadeniz'in Bodrum'u olacağına bir kez daha şahit olundu (aslında bu maddenin içinde 20 tane alt madde var, yazarsam uzar. Gidin ve kendi gözlerinizle bi görün bence ;) )

- Baumax arşın arşın gezildi. Bahçe bölümünde alışveriş çılgınlığına kapılan minikkuşun annesi birbirinden cicili bicili bütün saksıları arabasına doldurdu :) Bu arada Baumax Bauhaus tadında bi yer. Ama çeşiti daha çok, fiyatı daha uygun, çok saatlerce gezilesi bi yapı market. Biz genelde böyle yerlere Ju'mla gidince tornavida ve matkap bölümünde takıldığımız için çok şey kaçırdığımı farkettim annemle gidince :D


- Oxxo'nun Ankara'da bile olmayan outletine gidildi tabiki de. Pek sevgili kardeşimin pek sevgili eşiyle birlikte altını üstüne getirdik hatta o derece. Bişeyler almadan orayı terk etmek olmazdı tabi. Biz de ayıp olmasın diye! aldık bikaç parça bişeyler.

- Listenin en kabarık kısmı olan annemin spesiyalleri bölümünde uzun uzun molalar verildi, hamurişleri, tatlılar, börekler afiyetle yendi, yendi, yendi... Sonuç +1 kg


Bu poz da sanki "buyrun bakın ne kadar kilo almışım" der gibi olmuş :)

Samsun dönüşü otobüs yolculuğum ve yanımda oturan ilginç kadınla çocuğundan bahsetmiycem bile :S

Dönüş buruktu tabi... 

Ama beni karşılamaya gelen mutlu bir Ju ve evde beni bekleyen günlerdir gözümde tüten tosuncuk bir pisi olunca çok çabuk atlattım şoku ^_^ kızım büyümüş mü ne 3 günde..



2011/05/20

Gençlik bayramlı bigün

Rahat, eğlenceli, desenliydi bu 19 Mayıs. Biz de kendimizi parklara attık rengarenk. Tatile gidemeyince böyle oluyo, olsun..


Hava kötü olunca mutlaka telafi edecek bişeyler olmalı, yemek gibi meselaaaa :)
Ellerimle yaptım anne usulü köfteleri, kızarttım patatesleri, közledim patlıcanları, biberleri. Bugünün menüsü de renkli oldu güzel oldu. 



Kırmızı-nar çiçeği papilerim de yaklaşık 10 yıllık! maşallahları var çift olarak :)


Bu taytı giyince mutlu hissediyorum kendimi, neden bilmem..


 

2011/05/19

Pötikare


Nikah şekerlerimden artan pötikare kumaşımı değerlendirme zamanının geldiğini düşünerekten aldım elime dikiş makinemi, diktim eteğimi. veeeeee evet birazdan göreceğiniz o şirin eteği ben diktim \o/



Bi yandan Osman'ı izledim, bi yandan makinemle fiti fiti dikişimi yaptım. Baya olmuş bişeyler dikmeyeli, özlemişim. Arada yapmak lazım. 

Baş ağrısı olsun, sinir bozukluğu olsun, hatta soğuk algınlığı bile olabilir, hepsine iyi geliyo ;) valla!


Eteğin uçlarını da dikince tastamam bitmiş olacak. Bana kalsa böyle de giyerim ama Ju'm "ı ıh" dedi :) Saygı duyarım tabiki :)


oldu görüşürüz..

2011/05/15

Puantiye aşkı

Bu sevdayı pembe dünya çizmelerimle birleştirince pek mutlu oldum ben.
dipnot: bu tabiri çok sık duyacaksınız. dünya elbisesi, dünya kolyesi gibi. dünya ön eki, çok güzel anlamına geliyo. iyi bişi yani :)


pembelerin en güzeli bu çizmeleri bana bahşeden ve daha bir çok cicimde bana kapılarını seve seve açan asos.com'a da burdan kucak gönderiyorum.

 
 


Pek sevgili Ebuşumun ve bizzat kendi şahsımın hazırlamış olduğu bileklikler silsilesi. duyan gelmiş konsepti, ama bence hepsi bi arada çok güzel görünüyolar kardeş kardeş ^_^




Bu poz güzel olmuş. Kız kardeşin evinde ziyafetli mutlu son pozu hobaaaa elleri göremiyorum \o/


2011/05/14

Denizci stayla

oldum olası sevmişimdir laci-beyaz ikilisini. araya bide pembe turuncu serpiştirdik miydii yeme de yanında yat oluyo benim için. bu kombinasyonu çok sevdim ben. 


Sende şeytan tüyü var derler, hakları da var zannedersem. üfleyelim ve tüylerden arınalım o vakit :)




Fotoğraflara Odtü yeşilini de ekleyince ortaya çıkan renk cümbüşü beni benden aldı a dostlar.



Pembe / kırmızı / nar çiçeği üçlemi arasında tam rengine karar veremediğim saatim, evet seni çok seviyorum ve bu yaz rengin solana kadar kolumda olcaksın. 
Ve evet kalpli kolyem, Ju'mun hediyesi. Vakti zamanında bana kalbini verdiği günden kalma bi anı, seni daha da çok seviyorum.


Taktım takıştırdım tenisimi oynadım, Burhan Altıntop edasıylan çantamı da yanımdan ayırmadım o sırada.
Avrupa Yakasını özlemişim yaaa.. Tekrar başlasa keşke anaaaağğğğm..


Evde bigün


Kahverengi ve yağmurlu günlerde o kadar sinirli ve sinir bozucu bi kişilik olurumki hiç o konuya girmeyeyim.
Bloga yeni başlamışız malum, baktık hava koşulları da hiç destek olmuyo bize bu konuda, o zaman ev ne güne duruyo dedik ve sıvadık kolları.



Mecazi değil gerçekten sıvadık kolları :)



bu da benim patateslik birincisi kızım Püre..





oldu o zaman iyi günler.

2011/05/13

Yağ yağmur yağ...

bu senenin bitmek bilmeyen bereketli yağmuru, bide soğukla birleştimi oldu size sonbahar-kış arası bişey. 
tek fark aylardan Mayıs...


Çok sevdiğim ama bi türlü kullanamadığım şemsiyemi kullanmak için de bahane olmuş oldu aslında.
ve evet şemsiyemde de belirttiğim üzre "alışverişi sevelim, sevmeyenlere de sevdirelim" lütfen. bu konuda hassasım.







küçük beden giymenin faidelerinden biri olsa gerek, bu cicili bicili çoraplar Penti'nin çocuk koleksiyonuna ait :)


e gidiyim ben o zaman.


Abant kuşları

Amasra'dan Abant'a giden yolda en çok ilgimizi çeken yerdi burası. Kütüklerden oluşan bi kasaba gibiydi :) E biz de boş durmadık tabi. Sizce de güzel değil mi? 

Jerry'nin Tom'dan kaçarken döndürerek koşturduğu kütüklerden. tabi bunlar yerinden bile oynamıyodu o ayrı

 


Abant'ta terkedilmiş bi köy bulmuştuk bi önceki gidişimizde (aslında yayla evleri olarak yazın kullanılıyo büyük ihtimalle, ama biz öyle hayal ettik). Aynı köy aynı ıssızlığıyla yine ordaydı gittiğimizde. Biz de bunu fırsat bilip köyü stüdyo olarak kullandık tabiki de.



ve totomuzu donduran soğukta bile olsa gölün kenarına gitmeden olmazdı diimi yani..


sakın çıkma patika yollaraaaa diyerek bitiriyorum burda evet.