2011/06/17

Hanımeli


Bugün 16 Haziran ve Ankara Ankara olalı hayatında ilk defa bu kadar azimli bir sağnağa maruz kaldı. Mevsimler iyice kafayı yedi!

Neyseki akşama dogru güneş yerini aldı sonunda! 
ve yerler kurumaya başladı, olimpik havuzdan bozma altgeçitler suyunu çekti(!), topraklar kurudu, şehirdışından merak içinde arayan ebeveynlerin içi itinayla rahatlatıldı.


 E madem güneş açtı, biraz dans edelim \o/ züğürt tesellisi gibi hala gelmeyen yaza inat iki güneş gördük mü havaya giriyoruz. Çok yazık durumdayız sanırım.
Dipnot: bu etegimi yıllar olmuş giymeyeli, meğer ne çok özlemişim onu, rengini.


Her yer yağmur çamur içinde olunca fotograf molası verecek yer bulamadık. Mis kokulu kocaman bir hanımeli bahçesinin önünden geçiyorduk ki "burda durmalıyız ve bütün kokuyu içimize çekmeliyiz, hatta biraz eve de götürmeliyiz bu kokudan" dedik.




Neyseki çanta büyük, tesadüfe bakın :) çaktırmadan doldurup uzaklaşıyorum ordan.


Şu fotografa bi bakıp düşünün oranın nasıl güzel koktuğunu ;)


Tabiri caizse etekleri tutuşaraktan koşuyorum duvara dogru. Neden mi? Cünkü açık renkli ama pis bi duvar ve renkli kıyafetlerle çekim yapmak için biçilmiş kaftan. Bekle geliyoruuuum w/
Bu kombinimin adını da hemen şuracıkta koyuyorum: Etekleri tutuşan portakal hanımeli gibi kokar

 

iyi güzel de baskı altında poz veremiyorumki. yanımızdan geçerken bön bön bakan dayılar varken, yolun ortasında arabayla durmuş fotograf çeken bu manyaklar da kim la? diye akıllarından geçirirlerken kasılıyorum galiba :)


Bu dünya tatlısı kardeş hediyesi küpelerimle yağmura ragmen çok mutluyum imajı çizerekten gidiyorum.
Aldığım istihbarata göre yarın daha da kuvvetli bir sağnak bizi bekliyor, yihhuuuu!

2 yorum:

bütün yorumlar başımın tacıdır, severim ben onları ^.^