Bişey diycektim aslında.

Uzun yollarda, hele hele otobüs gibi oldukça kozmopolitan bi ulaşım aracı kullanıyosanız, üstüne bide saatlerce sürecek bi yolculuk sizi bekliyosa, yanınızdaki teyzeyle siz istemeseniz de kanka olacağınızı, arkadaki amcanın horultusu gurultusu ve aklınıza gelebilecek her türlü(!) sesine maruz kalacağınızı, topkek ve çiziyi bir daha görmek istemeyeceğinizi, bebek viyaklamalarından hiç olmadığı kadar tiksineceğinizi, eğer yanınızda koklayacak güzel bişeyiniz yoksa "bizim çocuğu yol tutuyo da" cümlesinin devamında bütün otobüse hakim olan kusmuk kokusunu iliklerinize kadar soluyacağınızı da kabul etmişsiniz demektir. 

Ben en iyi firmayım diyen, uçak bileti fiyatına otobüs bileti kesen firmalar da dahil hepsinde ortalama olarak bu tarz bi ahval ve şerait içinde bulursunuz kendinizi. Ben söyliyim de..

Aslında bu tarz toplu taşıma durumları sadece bizde değil bütün dünya ülkelerinde aşağı yukarı böyle. Ama tabi bizim mutlaka farkımızı ortaya koymamız gerekiyo her konuda olduğu gibi. Türküz sonuçta, kanımız kaynar, susamayız, kendimizi tutamayız.

Hangi dünya ülkesinde görülmüştür, bi teyzenin 2 saatlik yol için hazırladığı ve oldukça detaylı yolluğunu yanındakiyle paylaştığı. 

Yavrum bak ben bunu ikimize karar yaptım(teyze o kadar paylaşımcıki, zaten yanında birisi oturcağını garantilemiş, onunla kanka olacağını da biliyo, o yüzden onu da hesaba katarak hazırlıyo herşeyi). Birazdan mola vercez zaten, bi masaya oturur yeriz, sen de iki çay kaparsın ordan.

Bide bizden başka hiçbir yerde göremiyceğimiz bi başka samimiyet göstergesi de yanında yada yakınında oturan kişiye ilginç bi şekilde duyulan güven. 

Yolda verilen tuvalet molasına çantaydı laptoptu hepsini taşımıyosun. Yanındaki teyzeye diyosunki "ben geliyom iki dakkaya, şunlara göz kulak olabilirmisin teyze?" 

O zaten bu tarz ulvi görevler için yaradılmış olduğundan sen daha cümleni bitirmeden 

"git tabi yavrum, git git, bekletmeye gelmez. Kızların zaten tuvaletini bekletmesi iyi değil.." diye bi başlıyo, teyzenin bütün doğum hikayelerini detaylı bi şekilde öğreniyosun. İşte o an doğumdan da yaşlanmaktan da soğuyosun. Bi çişe gidiyim belki açılırım hesabı, laptopu da gözün kapalı teyzeye bırakıp gidiyosun. Neyseki işe yarıyo, bi rahatlama oluyo akabinde.

Hep söylüyorum ya, bazen yazarken o kadar detaya giriyorumki esas anlatcağım şeyi unutuyorum. Aklıma geldiğindeyse çoktan saçma sapan bi halde paylaşmış oluyorum yazıyı. Bu da öyle oldu azcık. 

Ama özetle ne kadar samimi, sıcakkanlı ve karşımızdakini kendimiz gibi görüp kolayca güvenebilen bi millet olduğumuzu, belki salakça gelcek ama bu durumdan hoşlandığımı, yada ona benzer bişeyler söyliycektim. Dilimin ucundaydı resmen!

Şort & Top: Stradivarius

Gözlük: Marc By Marc Jacobs

Bileklik: LWC by AhuAtesel